16 Ekim 2012 Salı

IRMAK'I BEKLERKEN

Merhaba.
     Başlık nicedir aklımdaydı. Elim değip yazamadım kızımın doğmasını beklediğim günleri. Oysa 33 hafta 2 günlükken dünyaya geldi ve tembel annesini pek hazırlıksız yakaladı. Ama başlık hâlâ geçerli. Çünkü kendisini şimdi de evde bekliyoruz.

      9 Ekim salı günü kontrole gittiğimde doktor suyundaki azalmanın değişmediğini, beni eve gönderemeyeceğini söyledi. Ben yalnız ve tedirgin, işlemlere başlamışken Gök'üm ulaştı.

      Üç saatte bir NST ile izlenen Irmak, azıcık suyunun içinde hâlen kıpır kıpırdı. Ertesi sabah uykudaymış küçük hanım meğer. Doktoru ve beni korkuttu oldukça. Akşam üzeri son bir su ölçümü yapıldı ve iki doktorun ortak görüşü ile ameliyathanenin yolunu tuttuk.

     Uyutulma öncesi ameliyat masası ve uyanma safhası hiç hatırlamak istemediğim sahneler.

     2060 gramlık minik kızımız yoğun bakıma alındı. İkinci gün sabahı çişini yaptı diye ilk mutluluğu yaşadık ailecek. Günlük 5 dakika ziyaret ediyor, kuvözün ardından bakıyoruz babasıyla. Kimseye benzetemiyoruz Irmak Hanım'ı.

     Ciğerlerine tüp takıldı endişelendik, çıkardık dediler, sevindik. Kilosunu verdi dediler, rahatladık. Bugün de ilk defa anne sütü verdiklerini öğrenip bayram ettik neredeyse. Allah tüm bebekleri anne babalarına bağışlasın. Yoğun bakımda yatan bebeklerimizi sırayla kucağımıza almayı kısmet etsin. Doğurup hastaneden bebeğini alıp çıkmak ne lüksmüş meğer, bunları yaşayınca anlıyor insan.

     Kızı da annesi gibi güçlü olacak biliyorum. Günbegün iyiyleşip güçlenip yengelerinin özenle hazırladığı odasına gelecek.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder