24 Kasım 2010 Çarşamba

Öğretmenlik

Bugün meslekteki on üçüncü öğretmenler günümü yaşadım on iki yıl bir aylık öğretmen olarak.


Akkuyu köyü; kara gözlü öğrencilerim, bahçede koro halinde "yine yeşillendi fındık dalları, acep ne olacak yarim halleri...", muhtar ve ailesi, pamuk tarlasına bakan köy okulu, at arabası, çamur, yalnızlık...


Batı Ayrancı; bahçede öğle yemekleri, mavi gözlü cin gibi Ali Kemal'im, cuma günleri okulu yıkayan öğretmenler, her gün güzelim güllerle eve dönüşler...

Kumlu; güzel arkadaşlıklar, uzun etekler, voleybol ve masa tenisiyle hareketlenen günler, kalem tutmayı, okumayı yazmayı tamamen benden öğrenen, sonra bana mektuplar notlar yazan bücürler, ev sahibi Ayşe Teyze, ineği Boncuk ve pencere altındaki serenatları...

Ankara; türlü okullarda kısa süreli gezinmeler, yeni deneyimler, çoğalan yüzler, her yerden baki kalan bir iki güzel dost...

Yalova; yeniden başlamak, güçlü ortaklık, bembeyaz tenli, renkli gözlü çocuklar, iyi arkadaşlar, öğretmenlik ve öğrenciliğin bir arada yürümesi...

Geçen uzun yılları düşününce ilk aklıma gelenler bunlar.

Tek isteğim benim hayatımda iz bırakan çok değerli bazı öğretmenlerim gibi birilerinin hayatında ufak da olsa bir dokunuş bırakabilmek, yıllar sonra anımsanacak ve anılacak. Umarım...