20 Haziran 2009 Cumartesi

SON KULLANMA TARİHİ SORUNSALI

Bir can sıkıntısı, bir uyuzluk, bir nevi uyurgezerlik dönemi. Çok istediğin ve olacak bir şeye bile heyecan duyamamak, herşeyin saçma ve anlamsız gelmesi durumu. Yapacak bir şey yok, geçmesini bekleyeceğiz.

Daha önceleri de ara ara aklıma gelen ama üzerinde durmadığım bir soru bugün kırmızı biber kızartırken yine takıldı kafama. Bir yazayım bari dedim, belki bir bilen çıkar. Şimdi örneğin -örnek de gerçek, çağrışım ordan başladı- dolapta tüketilememiş bir kutu yoğurt var. Ama bu yoğurdun son kullanma tarihi iki gün sonra. Ben bu yoğurt ile çorba yapsam, çorbayı tüketmek için de mi iki günüm var, yoksa yoğurdu yoğurtluktan çıkardığım için o sınır kalkıyor ve çorbanın kendi ömrünü mü gözetmek gerekiyor? Canım bir de peynir ve peynirli börek ile örneklendirmek istedi. Öğretmenlik gereği olsa gerek, örnekleri seviyorum :)

Belki de biberlerin üzerine sarmısaklı yoğurt olur dökülür kendisi bilemiyorum. Hele bir acıkalım bakalım.

1 Haziran 2009 Pazartesi

EDEBİYAT NOTLARI/ SICAK KÜLLERİ KALDI

Oya Baydar' ın tadına doyamadığım çok ama çok güzel romanından alıntılar:

"Zamana ihtiyacın var. İyileşeceksin. Hep iyileşilir, unutulur; hep yeniden başlar insan. Yeniden başlarız."

"Soruların cevabı yok. Soru sorduğun anda işin bitmiş demektir. Çözümsüzlük, cevabı bulamamakta değil, soruyu sormuş olmakta. Soru, inancın, güvenin, huzurun bittiğinin işaretidir."

"Aşkta ve inançta soru sormaya başladın mı büyü bozulur. Dindar soru sormaz; aşık da, kör militan da öyledir. Onlar inanırlar ve inandıkları için huzurludurlar."

"-Seninle güzel şeyler yaşadık Ülkü, yazık ki geç kalmıştık. Geç de olsa hiç yaşanmamasından çok daha iyiydi. Aşk, yaşam, ölüm... Her şeyi yaşamak güzel. Belki de dünyaya gelmemizin tek amacı bu; yani her şeyi yaşamak, bütün yaşadıklarımızla zenginleşmek, sonra da ölmek. Başka türlü söyleyecek olursam, kendinden başka hiçbir amacı, hiçbir anlamı yok yaşamın."