13 Ekim 2016 Perşembe

ÜÇ YILDAN SONRA

Uzun, epeyce uzun bir aradan sonra merhaba.

Zaman inanılmaz bir hızla geçiyor ve ben yapmak isteyip niyetlendiğim birçok şeyi yapamıyorum. Bunlardan biri de yeni yazı yazmak.

Geçen üç yıla şöyle bir baktığımda, iş, ev ve en çok da Irmak görünüyor. Çocuklu hayat böyle bir şey demek. Zamanın büyük bölümü ya onunla ya da ona dair organizasyonla geçiyor. Kendi alanın daralıyor. Benim deneyimlediğim ve çevremden gözlemlediğim bu en azından. Farklı hayatlar da var elbette ama görmeyince yok gibi geliyor insana :)

Irmak'la son bir yılın en zor yılımız olduğunu söyleyebilirim. Kreşe başlama, bağımsızlığını kazanma süreci ile birlikte, 3 yaş sendromu da tuz biber olarak üzerine eklenince sabır sınavları bitmek bilmedi.

Bıcır bıcır bıcır konuşması çok tatlı da olabiliyor, yersiz ve zamansız olunca, bir yerde durmak bilmeyince çileye de dönebiliyor :) Çocuk benmerkezci bir varlık sonuçta; o varken başka birine söz, eylem hakkı tanıması kolay olmuyor.

İki gün önce Irmak dört yaşını doldurdu, Bazen hâlâ tuhaf geliyor bir çocuğun "anne"si olmak, ondan komple sorumlu kişi durumunda bulunmak. Kamera arkasından bakınca inanamadığım oluyor. Rolümün hakkını vermeye çalışıyorum. Umarım yıllar sonra dönüp baktığımda "keşke" demem.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder