Okulda son saatler biraz gerildimse de dışarı çıktığımda güneşli, ılık hava keyfimi yerime getirmişti. Ninesiyle kaldırımda duran dünya tatlısı, beyaz peluş kabanlı, adının Zeynep olduğunu söyleyen kız çocuğu, görür görmez enerjimi yükseltmiş, güzel yanağına kondurduğum öpücük günün hediyesi gibi olmuştu.
Öğleden sonra bu defa sağdan vuran baş ağrısı, okuduğum bir haberle şiddetini arttırdı: Daha geçen hafta dans pistinde salınan güzel, gencecik bir kız ve erkek arkadaşı feci şekilde can vermiş. Motosiklet kazası! Herşey berbat, anlamsız, bomboş geliverdi işte o andan sonra.
Mini kot eteği, şık botları ve düzgün fiziği ile gözümün önünde akşamdan beri Fatma. Adını ölüm haberiyle öğrenmek ne tuhaf. Genç ölümler ne acı Tanrım!
Oysa yarın gece yine dans edecekti maskeli Latin balosunda. Belki maske de almıştı kendisine gezmeye gidip dönemedikleri Bursa'dan. Öğrencilerine yazılılarını açıklayacaktı önümüzdeki günlerde muhtemelen. Üç aylık öğretmenimin, üç yıl sonrası için ne planları vardı kim bilir. Daha tango da öğrenecekti belki, ya da bir kitap yazacaktı, İtalyanca öğrenecekti, araba alacaktı...
Ne diyeyim bilmem ki. Hatrımda hep mini kot eteğinle kalacaksın güzel kız. Nur içinde yatasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder