14 Temmuz 2010 Çarşamba

çalakalem

Unuttuğum, yok unutmak değil de aslında, bir köşede bekleyen korkularım var. Çağrılınca, anımsatacak bir olay yaşanınca gelip yüreğimi daraltan, kara bir bulut gibi tepeme çöreklenip güneşimi kesen korkular.

Hep bir takım varsayımlarla yaşıyoruz. Başka türlüsü mümkün olmayabilir belki de. Hemen hemen ortalama insan ömrü kadar yaşayacağımız, sevdiğimizle birlikte yaşlanacağımız, belki bir çocuğu birlikte büyüteceğimiz, bir gün emekli olacağımız gibi. Aslında temelde tek bir varsayımmış şimdi yazarken fark ediyorum ki, "yaşamak"la ilintili.

Ölümler, kazalar, hastalıklar çıkıyor bazen durduk yere. "Aaa doğru ya" diyorum "her an kaybedebilirim ya da yok olabilirim". "Daha dün koca şapkasıyla geziyordu, inanamıyorum." diyebilir tanıdıklar. "Tam birlikte tango kursuna gitmeye karar vermiştik." diye ağlayabilir birisi. "Rahmetli daha çok gençti. Fİlm çekmek, oynamak gibi hayalleri vardı." denebilir arkamdan. Ben kaybedip kahrolabilirim tam bulmuşken hayatımı güzelleştirenleri. Hayal ettiğim, tahmin etiiğim yaşamı sürdürmeme engel olabilir ölümler, hastalıklar.Tanrım. Bunlar her gün düşünülerek yaşanmaz zaten. Unutmak büyük nimet gerçekten. Geçici bile olsa...

Hadi yine en iyisi "anı yaşayalım... gün bugündür.." gibi söylemlerle motivasyona devam. Yapılabilecek daha iyi şey de yok zaten. Ama ertelememek, güzel şeyleri paylaşma konusunda sakıngan olmamak ilkelerimiz olmalı biz insanoğullarının. Elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum gerçi.

Tüm sevdiklerime sağlıklı, güzel bir yaşam dilemeden bitiremeyeceğim bu satırları. Allah büyük acılar göstermesin kimselere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder