Kendimle ilgili bazı tuhaf huy/alışkanlık/tutumları fark ediyorum bu ara. Örnekler aşağıda:
1.Yalnız yürüyüş yaparken istediğim yerden ani bir "U" çekerek dönmekten imtina ettiğimi... Sanki etraftakiler belli bir yere gitmediğimi, öylesine yürüdüğümü anlayacaklar ve bu da utanılacak bir şeymiş gibi... Hatta bazen beden diliyle şöyle mesajlardan yararlanıyorum döneceğim zaman; sanki ilerde birine filan bakıyorum da "haa yokmuş döneyim ben burdan bari" diyorum, gibi. Ama o gün nerden niye döndüğümün kimseyi ilginlendirmeyeceğine (ki zaten kimsenin umurunda olmadığına eminim) karar verip keskin bir dönüş yaptım. Hoşuma da gitti ne yalan söyleyeyim:)
2.Eğer biraz özenerek giyindiğim, kendimi şık,alımlı vb. bulduğum bir gün, yolda giderken yaşlı bir amca, gariban görünümlü bir hemcinsim gibi birileri tarafından süzülürsem kendimi kötü7biraz suçlu hissettiğimi...
3.Benden onlarca yıl yaşlı insanlar arabamı yıkarken içinde oturuyor olmaktan(araca sahip olmaktan) nerdeyse özür dileyecek bir mahcubiyet duyduğumu...
4.İltifat kabul ederken zorlandığımı ve saçmalaya (da)bildiğimi... İşte yaşanmış örnekler: X:Eteğin çok güzelmiş Ben: Aslında eskidi ama ben de seviyorum, vazgeçemiyorum. X: Saçlarının dalgası çok hoş Ben: Eskiden dümdüzdü biliyor musun? Sonradan dalgalandı. Bazen güzel oluyo bazen çok kötü duruyo.
5.Bir de dışarıdan gelirken eve nerdeyse beşyüz metreden fazla mesafe kala anahtar aramaya başlıyorum ve gelene kadar anahtarı elimde tutuyorum. Bu beş saniye ila beş dakika arasında değişen çanta kurcalama esnasında, her defasında anahtarı bir yerde unutmuş veya kaybetmiş olabileceğim endişesini yoğun biçimde yaşıyorum.
6.Önceden hazırlama durumu ekmek, gazete vb. küçük alışverişlerin parası için de geçerli. Markete ya da büfeye yürürken o cüzdan çıkarılır, bozuklar hazırlanır. Neymiş? Girip alacağımı aldıktan sonra hoop hemen parasını takdim edeceğim. Sanki yolda yürürken çanta cüzdan karıştırmaktan daha zor, durduğun yerde çıkarıp parayı vermek. Cinslik mi? Evet öyle işte .. :)
7. Şimdi efendim... örneğin ortamda iki kişi konuşuyor birbiriyle ve bendeniz de dinleyici durumundayım. A kişisi B kişisine birşey söylüyor fakat B kişisi yanlış anlıyor ve anladığı şekilde yanıtlıyor karşı tarafı-ki genelde olumsuzluk içeren durumlardır bunlar-. Burada ben hemen kendimi A kişisini korumak/kollamak/... ya da adı belli olmayan bir amaç içersinde bulup başlıyorum B kişisine yanlış anladığını anlatmaya. "sana ne" denilmesine çok uygun elbette yaptığım. Doğru, bana ne? Bazen ben de düşünüyorum. "Eğer ihtiyaç duyuyorsa kendi açıklar Nermin, karışmasana" diye kızıyorum kendime ammavelâkin bir dahaki sefere bakıyorum yine aynı tepkimede bulunmaktayım. Bu da böyle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder