19 Aralık 2010 Pazar

kar topu

     Karla kaplıydı sokak ve otobüsümün hareket saatine otuz beş dakika vardı henüz. Alt geçitten geçerek yedi sekiz dakikada ulaşabileceğim için biraz kar keyfi yapayım dedim. Telefonumu çıkarıp bir arkadaşımla konuştum, cebime koydum. Sonra sokakta arabaların üstünde birikmiş karları ellemeye başladım ki, iki erkek çocuk kartopu oynayarak geldi yakınıma. Aldığım karı hafifçe sıkıp attım birine. O da bana karşılık verdi. Derken ben ona o bana.. sonra onlar bana bi' güzel seri fırlatmalara başladılar. Hınzırlar, sırtımda koca çanta, eldivensiz elim, bir de kartopu yapmaktaki yeteneksizliğim gibi bileşenlerin de yardımıyla beni bir güzel karla kapladılar koşup kaçmaya yeltensem de, "pes" etsem de...

     En son alt geçide doğru hızla koşarken arkamı döndüm baktım vazgeçmişlerdi nihayet. Merdivenlerden inerken elimi montun cebine attım ki cep telefonum yok. Önce sakindim. Sürekli koyduğumu sandığımdan farklı yerden çıkar çünkü. Cepler tek tek, çanta gözleri dikkatle ve her yer ikinci kez arandı fakat yok! Kartopu macerasının beni otobüsün kalkmasına kısa süre kala can sıkıcı bir kayba uğrattığını düşünerek hızla geri dönüp az önce koştuğum kaldırımda yerleri, karşıya geçtiğim noktayı tespit etmeye çalışarak aradım. Telefon yok ve benim aklımdan bin düşünce geçiyor: Şimdi içinde bir dolu özel mesaj, telefon numaraları, yola çıkıyorum kimse bana ulaşamayacak, ben kimseye ulaşamayacağım. Hattı iptal etmek için yapılması gerekenler vs. vs. Of! Kahrolası! Sırası mıydı şimdi? Sonra bir apartmanın bahçesinde az önceki oyun arkadaşlarımı gördüm karları yuvarlarken. "Çocuklar, ben telefonumu kaybettim gördünüz mü?" Görmediklerini söylediler ama hemen "arayalım!" dediler. Ne tatlı şu çocuklar. "Çok sevinirim, çünkü otobüse geç kalıcam" dedim ve başladık birlikte yerlere bakmaya. İki dakika geçmeden biri "buldum!" diyerek eğildiği yerden, bir arabayla kaldırımın arasında karların üstünden aldı, getirdi. Ne sevinç! Ne tatlı bir duygu. Öptüm kızarmış yanağından, teşekkür ettim, "kar topu savaşında mahvettiniz ama çok da sevindirdiniz beni" diyerek, çocuklar gibi şen ve heyecanlı ayrıldım başkentten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder