21 Mayıs 2008 Çarşamba

HIRlı HIRsız

Birilerinin hayatına hiç beklenmedik ve en önemlisi istenmedik bir şekilde dokunanlar, kurcalayanlar vardır hani. Bu 'dokunma' ve 'kurcalama' mecazî düşünüldüğünde de, gerçek anlamında olduğunda da gayet rahatsız edicidir.

Sizin bir çok insanı kapıdan içeri almak, bir bardak çay ikram etmek için farkında ve ya olmaksızın ne çok ölçütle değerlendirdiğiniz , daha ince bir eleme sonucu odanızın kapısını sonuna kadar açtığınız umurunda bile değildir bir "hırsız"ın. Onun kendinde, kapınızdan içeri elini kolunu sallayarak girebilme, belki kardeşinizin, annenizin, sevgilinizin ve ya/hatta eşinizin izinsiz karıştırmadığı özel çekmecenizi, dolaplarınızı, gizli kapaklı yerlerinizi köşe bucak karıştırma hakkını kendinde görmesi ne tuhaf!

Yalnızca maddi değerlerime el uzatması değil beni rahatsız eden. Hiç bilmediğim gözlerinin( ve belki ellerinin de), fotoğraflarımın, filmlerimin, not defterlerimin, yatağımın üzerinde kimbilir ne şekilde gezmesi...

Bir hırsız, gezdiği eve sadece maddesel arayışla mı bakar, yoksa farklı birşeyler de arar mı bilemiyorum. Ve cebine koyup götürdüklerinin, kişinin hayatından, anılarından, özenle yıllarca koruduğu değerlerden de birşeyler çALMAK olduğunun farkında mıdır?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder